F - G ile başlayan rahatsızlıklar

Başlatan ask_prensi, Eyl 14, 2007, 11:06 ÖS

« önceki - sonraki »

ask_prensi

Fazla terlemek :

Haddinden fazla terlemek; sinir bozukluğu, fazla sıcak, tiroid bezinin çalışmasında görülen bozukluk, tüberküloz, raşitizm veya iskorbütten kaynaklanır. Ergenlik yaşlarında da fazla terleme görülür. Bu nedenle terlemenin asıl nedenini bulmak gerekir.

Felç :

Sinir sisteminde meydana gelen bir bozukluktan dolayı, kas gücünün kaybolmasına felç, nüzül veya inme denir. Tıp dilinde ise paralizi veya serebral tromboz denir. Hafif ve ağır olmak üzere iki şekli vardır.
Tedavinin ilk ve önemli şartı hastanın neşesini kaybetmemesi ve en kısa zamanda iyileşeceğine inanmasıdır.

Ferç kaşıntısı :

Kadınların üreme organlarının dış kısmının kaşınması; döl yolundan gelen akıntıdan kaynaklanabilir. Ayrıca, böyle bir neden olmadığı halde kullanılan sabun ve iç çamaşırın cinsi de kaşıntıya neden olabilir.
İç çamaşırı veya kullanılan sabundan kaynaklanan ferç kaşıntılarında; bunları kullanmamakla şikayet ortadan kalkar.

Fıtık :

Vücudun herhangi bir organının; genellikle bağırsağın, kaslar arasındaki zayıf bir noktadan dışarı çıkmasına fıtık denir. Fıtık olan yerde, şişlik görülür. Öksürünce veya ıkınınca büyür.
Ağır işler yapmaktan, öksürmekten ve ıkınmaktan, hoplayıp zıplamaktan kaçınmak gerekir. Ameliyat olunmayacaksa, fıtıkbağı kullanmak faydalıdır.

Fil hastalığı :

Özellikle bacakların şişip, genişlemesi şeklinde ortaya çıkan bu hastalığa halk arasında gelincik, tıp dilinde elefantiasis denir. Nedeni lenf kanamalarının iltihaplanıp, şişmesidir.

Fistül :

Çoğunlukla anüs yakınında meydana gelen, içi cerahat dolu, ufak, kırmızı ve akıntılı bir şişliktir. Etrafında ağrı vardır. Tedavi edilmedikçe geçmez.

Frengi :

Zührevi bir hastalıktır. Bulaşıcıdır. Tıp dilinde sifilis denir. Frengili kadının doğurduğu çocuğa, doğuştan geçmesi şekli istisna edilirse; hemen hemen her zaman cinsel ilişkiyle geçer. Mikrop vücuda girdikten 3 hafta sonra belirtilerini göstermeye başlar. Mikrobun vücuda girdiği yerde, yani erkeklerde peniste, kadınlarda vajinada Şankr adı verilen bir yara meydana gelir. Bu yara dudakta, meme ucunda, makatta veya parmaklarda da görülebilir. Zamanla akıntılı bir yara haline gelip; çevresi kızarır ve sertleşir.
Mikrobun vücuda girmesinden 6-12 hafta sonra hastada; baş ağrıları, ateş, boğaz ağrısı, deri döküntüleri ve iştahsızlık, görülmeye başlar. 6 ay sonra ise, mikrop vücudun belli başlı organlarına oturur.
Tedaviye en kısa zamanda başlanması gerekir.
     

Gastrit :

Midenin iç yüzündeki zarın iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Mide iltihabı veya mide nezlesi de denir.
Hazırlayıcı nedenler : Ağır yemekler, fazla kuru veya sert yiyecekler, hamur işleri, tatlılar, acı ve baharatlı yiyecekler, alkol, fazla miktarda çay, kahve veya sigara içmek, yemek saatlerinin düzensiz olması, çabuk çabuk ve çiğnemeden yemek, fazla ilaç kullanmak, ateşli hastalıklar, karaciğer veya safra kesesi hastalıkları, kalp hastalıkları veya romatizmadır.
Tedaviye başlamadan önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir.
Belirtileri : Mide ağrısı, bulantı veya kusma, baş ağrısı, iştahsızlık, aniden çıkan ateş, baş dönmesi, dilde beyaz pas, yorgunluk görülür. Midenin üzerine bastırlınca da ağrı hissedilir. Bu belirtiler özellikle ilk bahar ve son bahar aylarında artar.
Tedavisi : Perhiz ve istirahat şarttır. Hastalığı doğuran nedenler ortadan kaldırılır. Hafif yiyecekler yenir. Aspirin gibi ilçlar kullanılmaz. Yemekler, yavaş yavaş ve çok çiğnenerek yenir.

Gazlar :
Midede veya bağırsaklarda gaz birikebilir. Nedeni; hava yutmak veya mide hastalıklarıdır.

Gece körlüğü :
Beslenmedeki A vitamini eksikliğinin neden olduğu bir hastalıktır. Hasta; alacakaranlıkta gereği gibi göremez.

Geğirmek :

Çoğunlukla sinirli kimselerde görülür. Bunlar yemeklerde haddinden fazla hava yutarlar. Ayrıca geğirme mide veya safra kesesi hastalıklarının bir belirtisi olabilir. Bu nedenle esas nedeni tespit etmek gerekir.

Gıda zehirlenmeleri :

Gıda zehirlenmeleri; çoğunlukla bayatlamış ve bozuk yiyecekler veya bayat balık yedikten sonra görülür.
Belirtileri : Hasta solumakta, yutkunmakta güçlük çeker. Kaslarında ağrı ve kramplar vardır. Baş dönmesi, halsizlik, mide ağrısı ve bulanık gördüğünden şikayet eder. Bazı hastalarda kabızlık, bazılarında da ishal görülür.
Yapılacak ilk iş, hastayı kusturmaktır. Gerekiyorsa sunni solunum da yapılır. Vakit kaybetmeden hastaneye götürülür.

Göğüste su toplaması:

Tıp dilinde sulu zatülcemp denilen hastalıktır. Akciğerlerin etrafını saran zarın iltihaplanması sonucu meydana gelir. Zarın iki yaprağı arasına su toplanmıştır.
Nedeni; şiddetli soğuk algınlığı, bronşit, böbrek hastalıkları veya kulak iltihaplarıdır.
Göğsün yan taraflarında şiddetli ağrı hissedilir. Bunlara bastırıldığı zaman ağrı şiddetlenir. Nefes darlığı vardır.
Yatak istirahati ve doktor tedavisi şarttır.

Göz ağrısı :

Göz ağrısının nedenleri çeşitlidir. Az ışıkta çalışmak sonucu gözlerin yorulması, gözdeki herhangi bir kısmın iltihaplanmış olması, göze yabancı bir cisim kaçmış olması, sinüzit, yarım başağrısı, grip, nezle ve ateşli hastalıklar göz ağrısına neden olabilir.
Önce hastalığın nedenini tespit etmek gerekir.

Göz iltihabı :

Halk arasında göz nezlesi veya pembe göz denir. Göz yuvarlağının üstünü örten ince zarın iltihaplanması sonucu ortaya çıkar. Tıp dilinde konjonktivit denir. Çoğunlukla ilk bahar aylarında görülür.
Gözde sulanma; kanlanma, batma hissi veya ağrı vardır. Hasta ışığa bakmakta güçlük çeker.

Göz kanlanması :

Göz kanlanması ile birlikte ağrı yoksa aşağıdaki reçeteler uygulanır. Kanlanma ile birlikte ağrı varsa; mutlaka göz doktoruna gitmek gerekir.

Göz kaşıntısı :

Gözlerin kaşınması, önemli bir hastalığın işareti olabilir. Bu nedenle doktora başvurmak gerekir.

Göz sulanması :

Göze toz kaçması, çapaklanma, göz iltihabı, nezle veya bazı alerjik hastalıklar göz yaşının fazlalaşmasına neden olur. Şikayetler soğuk havalarda daha da artar. Doktora başvurmak gerekir.

Göz tiki :

Aniden ortaya çıkan, fakat önemli olmayan bir durumdur. Alışkanlık spazmı da denir. nedeni, yorgunluk, üzüntü, heyecan ve yaşlılarda adale zafiyetidir.
Yapılacak ilk iş, istirahat etmektir.

Gözbebekleri iltihabı :
Gözün bir kazayla yaralanması veya romatizmalı hastalarda üşütme sonucu ortaya çıkar. Bazen; şeker hastalığı, burun hastalıkları, ve frengili hastalarda da görülür.
Tıp dilinde iritis denilen bu hastalık vakit kaybedilmeden tedavi edilmesi gerekir.
Hasta, ışığa fazla bakamaz. Gözlerinde veya gözlerinin üst kısmına gelen bölgede şiddetli ağrılar vardır. Gözlerde; sulanma ve kızarıklık da görülür. Göze dikkatle bakıldığında; renkli kısmın etrafındaki rengin de koyulaştığı görülür.

Gözkapağı iltihabı :

Göz kapağı kenarlarının iltihaplanıp, kızarma, kabuklanma ve ağrı yapmasıyla ortaya çıkar. Tıp dilinde blefarit denir.

Gözkapağı şişliği :

Gözkapakları, çoğunlukla fazla ağlama sonucu şişer. Nezle veya kızamık sırasında da görülür. Bunlardan başka, kalp, böbrek, hastalıkları veya beze iltihaplanmasının da bir işareti olabilir. Bazı kimselerde de alerjiktir.

Grip :
Tıp dilinde influenza adı verilen bu hastalık bulaşıcıdır. Grip olan kişinin nefesindeki damlacıklarla yayılıp, salgın hale gelebilir. Paçavra hastalığı da denir.
Aniden başlar ve devamlı olarak ateş yükselir. Baş ve sırt ağrıları, titreme nöbetleri, nezle, öksürük, iştahsızlık, baş dönmesi de görülür. Tedavinin ilk şartı istitrahat etmektir. İyi tedavi edilmezse, başka hastalıklara da yol açabilir.

Guatr :

Tiroid bezinin büyümesi sonucu ortaya çıkan ve boynun ortasında, yutkundukça aşağı yukarı hareket eden şişlikle kendini belli eden bu hastalığa guşa veya cedre de denir. Tıp dilindeki adı strumadır.
Guatr, özellikle geceleri nefes darlığı yapar. Bazen de rahatsız edici öksürüklere neden olur. İki çeşit guatr vardır.
Basit Guatr : Bu çeşit guatrda tiroid bezi balon gibi şişer. Nedeni alınan iyotun yetersiz olmasıdır. Dağlık bölgelerde oturanlarda, ergenlik yaşlarında ve hamilelerde çok görülür.
Yumrulu Guatr : Bu çeşit guatrda, tiroid bezinin iki yanında kabarıklık veya üzüm salkımını andıran şişlikler görülür. Her iki çeşit guatrda da endişelenecek bir durum yoktur. Ancak tedaviye erken başlamak gerekir. Yemeklerde iyotlu tuz kullanmak, mümkün olduğu kadar çok balık, pırasa, kuru erik, yumurta, taze fasulye, pazı, soğan, sarmısak, dut veya dut kurusu, havuç yemek; inek sütü, erik hoşafı, ve havuç suyu içmek çok faydalıdır. Ayrıca kabız olmamaya gayret etmek gerekir. Lahana, mısır ve turp da yenmemelidir.

Güneş çarpması :

Uzun süre güneşte veya sıcakta kalmak sonucu; aşırı terleme, ağrılı kramplar ve kanın koyulaşması şeklinde kendini gösterir.
Yapılacak ilk iş; hasta giyinikse, hemen elbiseleri gevşetilip, gölgeye taşınır. Yüzü, göğsü ve kolları soğuk su ile ıslatılır. Durumu ciddi ise, ıslak bir çarşafa sarılarak hastaneye götürülür.

Güneş yanığı :

Vücudun güneşte kalan kısımlarında bir süre sonra yanma, kızarma ve kaşıntı başlar. Kısa bir süre sonra da su toplar.
     





Handemi yener fundamı arar hayır seray sever bu üçünü önce nejat işler sonra ahmet çakar bu geyik adamı celal bayar bu geyiğe dayanamayan ferhat göçer yıllar sonra bunlar tarih olur bu tarihi gönül yazar mehmet okur bu söylediklerimede ancak kadir inanır eheheheeh

ask_prensi





Handemi yener fundamı arar hayır seray sever bu üçünü önce nejat işler sonra ahmet çakar bu geyik adamı celal bayar bu geyiğe dayanamayan ferhat göçer yıllar sonra bunlar tarih olur bu tarihi gönül yazar mehmet okur bu söylediklerimede ancak kadir inanır eheheheeh