gülelim birazda...

Başlatan __cansu__, Mar 11, 2008, 07:52 ÖS

« önceki - sonraki »

__cansu__

Malum servis söförümüz trafikte hareket edemez halde beklerken (gayetde haklıydı
çünkü önündeki arabalar kuyruk olmustu) arkadan
kornaya abanan araç sahibine camdan sarkarak "Pokemon'muyum lan ben arabaların
üzerinden uçayım" diye bağırarak tüm servisi yere yıkmıştı.
**********************************

Yetmiş sekiz yaşında, tonton bir babaannem var. Ne kadar modern olsa da gelişmiş
teknolojiye ayak uydurmakta epey zorlanıyor.
Buna en güzel örnek evimi aradığında telesekretere bıraktığı not.

- "Babaannesi aradı dersiniz."
*********************************************

Olay, bir arkadaşımın annesinin gözetmen olarak bulunduğu ilkokulu dışardan bitirme
sınavlarından birinde gerçekleşiyor. Dışardan
bitirme sınavı ya, yağlı ballı adamlar da var sınavda. Gözetmenler sınavsırasında
sıraların arasında dolaşıyorlar. Tam o sırada
gözetmen bakıyor, adamın biri soruların hiçbirine cevap verememiş; acıyor dama.
"Maddenin üç halini yazınız" sorusunu parmağıyla
işaret ediyor ve adamın kulağına eğilip cevabı fısıldıyor: ,
" Katı, Sıvı, Gaz."
Sınav kurulunu dumura uğratan an cevap kagıtları
okunurken gerçekleşiyor. Sorunun cevabı, kagıtların birinde aynen şöyle yer alıyor:

- Katır, Sığır, Kaz
*******************************************

Sene 1992, üniversite yılları. Anneannemin haç parasıyla zar zor bir bilgisayar
kapatmışız ama printer'a para kalmamış. Akşam
vakti printer'i olan bir arkadaşa gidip aleti ödünç aldım, eve dönüp proje çıktısı
alacağım.Ankara'da her kış olduğu gibi yerler
yine buz. Kayıp düşer de alete bir zarar veririm korkusuyla bir taksiye bindim.
Daha iki dakka olmadan polis çevirdi, taksici
kenara çekti, sonra arabadan indi, kimliğini gösterdi. Ben kucağımdaki cihazın
inmemek için uygun bir bahane olduğu düşüncesiyle
elde kimlik arabada bekledim. Polis abi geldi, kapıyı açtı, ve aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- O ne len ööle?

- Printer (yanindaki öteki polise dönerek) Ecnebi oğlum bu. Sonra gülümseyerek
kapıyı kapattı. Güle güle manasına ikisi birden el
salladılar, tekrar yola koyulduk. 500 metre kadar gittikten sonra söför gene kenara çekti, çünkü gülmekten arabayı
kullanamıyordu.
************************************************

Abimiz deri, yarım bot ve koyu kahverengi ayakkabıyı alıp kasaya
yanaşıyor...
Kasadaki bayan botları poşete koyarken, sayın
Abimiz de soruyor;

- 43 lira değil mi?...

- Kız, "Ne münasebet" der gibi bakıyor ve "Bunlar orijinal
deri...İndirimli fiyatı
180 lira..." Abi'mizin bitiş cümleleri,
kızcağızın kopuş anına denk geliyor;

-Olur mu hanımefendi, altında 'Size 43' yazıyor...

__cansu__